volume-closed
Kibele’nin Kızları

Kibele’nin Kızları

Projenin İsmi Nedir?

Projenin İsmi Nedir?

Ana Tanrıça Kibele’nin mitosundan hareketle, farklı kültür ve coğrafyalardan gelerek dünyada iz bırakmış Jeanne D’arc (Fransa), Frida Kahlo (Meksika), Coco Chanel (Fransa), Ruth Bader Gingsburg (Amerika), Rita Levi Montalcini (İtalya), Maya Angelou (Amerika), Walentina Wladimirowna Tereschkowa (Rusya) ve Kara Fatma (Türkiye) gibi kadın kahramanların hayatlarından esinlenerek yazılan tiyatro oyununun adı “Kibele’nin Kızları” dır.

Kibele’nin Kızları

Web Sitemizden filmi izleyebilirsiniz.


Bu projeye neden ihtiyaç var?

Dünyamız hızla değişmekte ve gelişmekte. Bizlerde bu değişime ayak uydurmakta zorlanmaktayız. Küresel çapta yaşanan salgınlar, ilkim değişimi, yerel ve bölgesel savaşlar, göçler, ekonomik çöküş ve gıda krizi geriye dönülmez bir dönüşüm sürecinin eşiğinde olduğumuzu bize hatırlatmaktadır.

Yaşanmakta olan tüm bu olumsuz gelişmeler, tüm dünyada olduğu gibi Avrupa kıtasında ve Almanya’da da etkisini tüm şiddetiyle göstermektedir. Bu problemlerden kaynaklanan büyük göç dalgalarının hedefi de yine yaşadığımız coğrafya olmaktadır. Göçlerden kaynaklanan psikolojik, sosyal, ekonomik, politik zorluklar ülkeleri temelinden sarsmaktadır. Bu göç eden insanların ve göç alan ülkelerin halklarının acı bedeller ödemesine neden olmaktadır.

Bireysel düzeyde tüm bu yaşananların aile ve iş hayatımız, sosyal, psikolojik ve kültürel var oluşumuz üzerinde yarattığı baskılar nedeniyle bir çıkış yolu aramaktayız. Birçoğumuz bu çözümü dışarıda ararken, bir kısmımız da neyi aramamız gerektiği bilgisinden yoksun yaşamın yükü altında gerek bedensel gerekse psikolojik sağlığımızdan ödünler vermekteyiz. “Kibele’nin Kızları” oyunu modern çağda yolunu kaybetmiş olan insanlara bakmaları gereken yerin kendi içleri olduğunu ve zorluklarla mücadele ederken gerekli kaynaklara sahip olduklarını hatırlatmayı hedeflemektedir. Çünkü kendi içinde sorunlar yaşayan ve kendi iç dünyasını düzenleyemeyen bir bireyin toplumla bütünleşip topluma barış getirmesi söz konusu olamaz. İçte barış sağlanmadan dışarıda maalesef barış tahsis edilemez.

Ne istediğinin farkında olmak, bu isteğine giden yol da gerekli adımları atmak, içeride ve dışarıda karşılaştığın engellerle nasıl mücadele edeceğini bilmek, engellerle mücadele ederken bir stratejiye sahip olmak modern insanın en büyük ihtiyaçlarındandır. Yolunu kaybetmiş olan bir yolcu nasıl artık yolunu bulmak için navigasyona ihtiyaç duyuyorsa, “Kibele’nin Kızları” oyunu da arayan kişiye problemlerinin çözümünde bir navigasyon misali yol gösterici olma misyonu taşımaktadır.

Tüm bunların yanında son dönemde toplumun bütününde kadının rolünün yadsındığı ve kadına yönelik şiddetin arttığı gözlemlenmektedir. Yetiştirilme biçimi ve toplumun kadın bakış açısı nedeniyle kadınlardaki özgüven ve özsaygı eksikliği kadının aile ve iş hayatını, toplumsal rolünü olumsuz etkilemektedir. İş dünyasında kadınların erkeklerden daha düşük maaşlar almaları, yönetim kadrolarında erkeklere kıyasla kadın sayısının düşük olması modern hayatta eşitsizliğin hala devam ettiğini göstermektedir.

Yaşamda her şey bir denge üzerine kuruludur. Günümüzde kadın ve erkek arasındaki dengesizlik toplumun bütününde kendini psikolojik, sosyal, toplumsal sorunlar olarak ifade etmektedir. Hal bu ki dünya tarihine baktığımızda toplumun ileriye taşınması, yeniden inşa edilmesi sürecinde kadınların çok önemli rolleri olmuştur. Fakat zaman içinde bu roller unutulmuş ve kadının rolü göz ardı edilmiştir. M.Ö 10.000’li yıllarda Ana Tanrıça’yı merkez alan bir inanç sistemi hâkim iken zamanla erkek egemen din anlayışının hakim olması ile birlikte tanrıça tahtını terk etmek zorunda kalmıştır. Tanrıça yani “Dişi Güç”ün yerinden edilmesi ile toplumun bütüne yansıyan sosyal, psikolojik ve politik dengesizlikler ortaya çıkmıştır. Günümüzde bu değişimin sonuçlarını maalesef olumsuz bir şekilde yaşamaktayız. Doğuran, besleyen, toprak ana unutulmuş, çevre kirliliği, sosyal rollerin bozulması ve insanın doğadan kopuşunun olumsuz etkileri tüm dünyayı sarsmıştır. Kadın tanrıçaya özgü savaşçı niteliklerinden soyutlanıp zayıf bir meta haline getirilmiştir.

Wonder Woman karakterinin yaratıcısı Psikolog William Moulton Marston “Bizlerin yarattığı; güç, kuvvet ve beceriden yoksun kadınsı, feminen model yüzünden artık kızlar bile kız olmak istemiyor. Artık iyi kadınların olması gerektiği gibi narin, kibar, barışçıl olmak istemiyorlardı. Kadının kendine özgü kaliteli bu özellikleri bile zayıflıkları olarak hor görülür oldu.” demiştir. Kadına özgü dayanıklılık, cesaret, savaşçılık, liderlik, özgüven gibi nitelikler erkeksi nitelikler olarak adlandırılmış, bir kadının bu niteliklere sahip olabilmesi için dişiliğini yadsıyıp bir erkeğe benzemesi gerektiği anlayışı hâkim olmuştur.

Aynı zamanda bir yılı aşkın süredir yaşanan pandemi ve onun topluma yüklemiş olduğu stres okulların, işyerlerinin kapanması ve ailelerin uzun süre bir arada kalmasını zorunlu kılmıştır. Aynı çatı altında çocukların, anne ve babaların bir arada kalmasının, evin iş yerine okula dönüşmesinin getirdiği stres şiddetin artmasına neden olmuştur. Evdeki iş yükü yine kadına yüklenirken, kadına yönelik psikolojik, fiziksel, duygusal, cinsel şiddet vakalarında gözle görünür bir artış olmuştur.

Korona sonrası ihtiyacımız olan içsel/dışsal barış, açık diyalog ve hoşgörüyü yeniden inşa etmek için kültür ve sanata, özellikle de tiyatronun başka yaşamlara empati kurmayı sağlayan, birleştirici rolüne ihtiyaç duymaktayız. Artık başta kadınlar olmak üzere, toplumun tüm bireylerinin hedeflerine ulaşmak ve karşılaştıkları içsel ve dışsal engelleri aşmak için içlerindeki kahramanı uyandırmaları gerekmektedir. Bu ihtiyaçların karşılanması ve bu alanda farkındalık yaratmak için “Kibele’nin Kızları” adlı oyunumuz bu ihtiyaca sanatla bir cevap verme amacıyla ortaya konmuştur.

Bu projeye neden ihtiyaç var?
Bu projeye neden ihtiyaç var? 2
Bu projeye neden ihtiyaç var? 3
Bu projeye neden ihtiyaç var? 4

Kibele’nin Kızları

Berlin

Ernst-Reuter-Saal im Rathaus

Web Sitemizden filmi izleyebilirsiniz.


Bu projenin hedefi nedir? Bu projenin hedefi nedir?

Bu projenin hedefi nedir?

İçinde bulunduğumuz zamanda yaşadığımız içsel ve dışsal problemler dünya var oldu olalı kendini tekrar eden benzer zorluklardır. Ekonomik krizler, gıda sorunu, salgınlar, savaşlar, göçler, toplumun bütününü ezen sosyal ve psikolojik travmalar insanlığın her çağda karşılaştığı sorunlardır. Maalesef zaman yanılgısı, modern yaşamın getirdiği koşuşturmalarla geçmişin acılarını unutmaktayız. Hal bu ki her acı ve zorluk kendi çözümünü içinde barındırmaktadır. Sorunlar çözümü hayata geçirerek topluma önderlik edecek kahramanları da ortaya çıkarmaktadır. “Kibele’nin Kızları” adlı tiyatro oyunu tam da bu noktada dünyanın farklı dönemlerinde ve farklı coğrafyalarında yaşamış olan “Kahraman Kadınlar”ın hayatlarını sahneye taşıyarak izleyenlere ışık tutmayı ve içlerinde var olan gücü uyandırmayı hedeflemektedir.

Amerikalı ünlü mitolojist Joseph Campbell “Macerayı tek başına göze almamız dahi gerekmez; çünkü her çağdan kahramanlar bizden önce gitmiştir, labirent iyice bilinmektedir; bize kalan yalnızca kahraman yolunun ipliğini izlemektir.” demiştir. Oyunumuz Joseph Campbell’in mitolojik araştırmaları ve Analitik Psikoloji’nin kurucusu Carl Jung’un psikolojide yaptığı çalışmalardan ortaya çıkan “Kahramanın Sonsuz Yolculuğu” kavramını temel alarak yazılmıştır. Arda Eşberk’in “Erwecke Den Helden In Dir” adlı kitabında anlattığı insanlığın içindeki kahramanı uyandırmak üzere çıkmış olduğu fiziksel ve ruhsal yolculuğun hikâyeleştirilerek tiyatro sahnesine taşınması amacını taşımaktadır

Emma Jung ve Marie-Louise von Franz “Bir mit, ritüel içerisinde sergilendiğinde ya da bir masal anlatıldığında ondaki iyileştirici unsur, dikkatini ona yönelten, durumun arketipsel biçimiyle temasa geçen ve bu sayede kendisine bir “düzen vermek” yoluyla ona dahil olup, onun kendisini harekete geçirmesine izin veren kişi üzerinde etkisini gösterir.” Demiştir. Ana Tanrıça Kibele’nin doğum ve ölüm mitosu, çerçevesinde oyunumuz seyirciye görsel bir şölen sunarken dans, müzik ve tiyatronun büyülü atmosferinde bir dönüşüm yolculuğu yaptırmayı hedeflemektedir.

Berlin Türk Müziği Konservatuarı (Berlin) çatısı altında eğitim alacak 9 kadın oyuncu ve BEM Halk Dansları’nın (Stutgart) 9 kadın dansçısından oluşacak ekip oyunun hazırlık sürecinde kadının toplumdaki yeri ve içlerindeki kahramanı uyandırmaya dair kişisel kazanımlar elde edeceklerdir. Dünyanın farklı kültür ve coğrafyalarında topluma önderlik etmiş kadın kahramanların hikâyelerinin interaktif bir şekilde dans ve müzikle sahnelenmesi aşamasında da seyirciye ayna tutulacak ve seyirci de içlerindeki kahramanı uyandırmaya onları davet edilecektir.


Kibele’nin Kızları

Web Sitemizden filmi izleyebilirsiniz.

Kime ulaşmayı istiyoruz?

“Kibele’nin Kızları” adlı tiyatro oyunu içerdiği mitolojik altyapı ve seçilen kahramanların dünyadaki farklı din, dil, ırk sosyal çevrelerden gelmesi nedeniyle evrensel bir oyundur. Her ne kadar kadın kahramanlara odaklansa da aslında insanın kendi arayışının, kendini gerçekleştirmesinin hikayesini anlatmaktadır. Yediden, yetmişe her yaş grubundan, din ve etnik kökenden, cinsiyetten insanın rahatlıkla izleyebileceği ve kendinden bir şeyler bulabileceği bir oyundur.

Gençlerin yaşama hazırlanma süreçlerinde ihtiyaç duydukları rehberliği almak, yetişkinlerin yaşamın zorlukları karşısında verdikleri mücadeleye karşı motivasyon kazanmaları için oyunu izlemeleri onlara önemli bir farkındalık kazandıracaktır. Bu bağlamda oyun öncelikle Berlin’li seyirci ile buluşmasının yanı sıra başta Almanya ve Türkiye olmak üzere sonrasında tüm Dünya’ya açılmayı hedeflemektedir.

Kime ulaşmayı istiyoruz?

Basında Biz

arrow-left
Kibele’nin Kızları
Kibele’nin Kızları
Kibele’nin Kızları
Kibele’nin Kızları
Kibele’nin Kızları
arrow-right

Tanıtım Videoları

play
play

Kibele’nin Kızları

Web Sitemizden filmi izleyebilirsiniz.

Kibele’nin Kızları

Kibele’nin Kızları

Berlin

Ernst-Reuter-Saal im Rathaus

Web Sitemizden filmi izleyebilirsiniz.

Arda Eşberk

Yazan ve Yöneten

Arda Eşberk, 1983 Adana doğumlu. Çukurova Üniversitesi İngilizce İşletme mezunu olan Eşberk, 18 yaşından itibaren Türkiye’nin pek çok ilinde yoga derneği kurmuş. Adana, Gaziantep, Marmaris, Balıkesir, İstanbul, Mersin, Diyarbakır, Mardin, Ankara gibi şehirlerde ve üniversitelerde seminerler, yerel-ulusal televizyon-radyo programları yapmıştır. Hindistan’da müzik akademisinde ses terapi ve tıp doktorlarının hastalarını enerji ile tedavi ettikleri bir hastanede Kundalini Yoga eğitimi almıştır. İtalya’da uluslararası kişisel gelişim organizasyonuna katılmış. Çin ve Tayland’a yaptığı seyahatlerde Tao eğitimi almıştır.

Türkiye’nin en tanınmış sanat okullarından Müj- dat Gezen Sanat Merkezi, Ekol Drama’da tiyatro, şan, dans, kamera önü oyunculuk öğrenimi görmüş, Şahika Tekand, Yeşim Ustaoğlu, Zeki Demirkubuz, Ezel Akay gibi yönetmenlerden ders almıştır. Kadir Has Üniversitesi’nde oyunculuk ve sinema üzerine yüksek lisâns yapmıştır. “Sevgili rehberim” dediği usta oyuncu Ayla Algan’ın yönlendirmesi ile Milli Eğitim Bakanlığı Yaratıcı Drama Liderliği eğitimine başlamış. Brad Pitt ve Hollywood’taki bir çok ünlü ismin oyuncu koçu Ivanna Chubbuck’ın öğrencisi olmuştur. “Rol Arkadaşım Olur musun?” adlı kitabın yazarı Arda Eşberk, Cambridge Üniversitesi’ne bağlı Tarabya İngiliz Okulları’nda 4-17 yaş çocuk ve gençlere yönelik “Cambridge onaylı İngilizce Drama” eğitimleri vermiştir.

Bizi Sosyal Medya'da da takip edin!

facebook-icon instagram-icon

Oyunlarımızdan haberdar olmak için email adresinizi girin

© 2022 Copyright: Eralp Software.com

Kibele’nin Kızları

Web Sitemizden filmi izleyebilirsiniz.